21 Eylül 2016 Çarşamba

Şah İsmail de Bizim, Yavuz da..

Yıllardan beri süregelen Yavuz - Şah İsmail muhabbeti oldukça canımızı sıkmış durumda.

Geçmiş yıllarda Türk, Türk ile savaşırdı, bu geçmişte olması gereken ve olağan bir durumdu. Taht kavgaları dolayısıyla kardeş kardeş keserdi, bu da o dönemin liderlik aşkı ile alâkalı bir durumdu.. Her zaman söyleriz geçmişe takılıp kalmakla geleceğe yön veremeyiz. Biz geçmişteki hatalarımızdan ders çıkarıp, geleceğe yön verme derdine düşmeliyiz. Yarın Yavuz Sultan Selm`in ölüm yıldönümü, Twitter hesabımız olan @atsizotagi hesabımımızda kendisini saygıyla andık, Türkçülük bunu gerektirir. Şah İsmail`in yıldönümünde de onu andık. İşte diğer siyâsi ve etnikçilerden farkımız bu. Analım, andıralım, öğrenelim, öğretelim.  Yavuz tahtı devraldığında Osmanlı Devleti 8 yıl gibi kısa bir sürede 2 buçuk kat büyümüş, topraklarına toprak katmıştır. Ayrıca devrin en önemli ticaret yolları olan İpek ve Baharat Yollarını ele geçirmişti. O kadar savaş yaptı ölmedi, ancak bir çıbana yenik düştü. Şimdi Atsız Beğ de Yavuz Sultan Selim ile ilgili birçok makâlesinde övgüyle bahseder, kısa kısa örnekler vereceğim;


"İki dilde şâir, tuttuğunu koparır, dünyayı bir pâdişâha dar görür, kahraman, o bilginler dostu arslan da gafil ve bîçâre ise, acaba, öteki insanlar nedir? 1514 teki Çaldıran, 1516 daki Mercidâbık meydan savaşlarını kazanan ve çelik iradesiyle devleti bölünmek tehlikesinden kurtaran Yavuz, belki de, Türkiye tarihinin Alp Arslan ile birlikte en büyük şahsiyetidir."


"Yarın Yavuz dirilip bize buyruk verince
Kızgın kum çöllerini yeni baştan aşarız.
Kanlarımız sebildir; akıtarak hepsini
Belirsiz mezarlarda anılmadan yaşarız..."


"Biz bu Türk ahlakına tam olarak sahip bulunduğumuz zamanlarda yükseldik. Yabancıların ahlakını alarak bozulduğumuz zaman düşüp geriledik. Yükseldiğimiz zamanlar bu toprak, büyük milli davalar için kendilerini feda eden; yalan, iki yüzlülük bilmeyen, vicdanını satmayan insanlarla dolu idi. Niğbolu'da 60.000 Türk, birleşik Avrupa'yı yenerken; Yavuz, korkunç çölleri aşarken; Kanuni, boy ölçüşmek için Charles-Quint'in ordusunu ararken böyle yıkılmaz ruhlu bir topluma dayanıyordu."


"Yavuz Sultan Selim, acaba Balkan Savaşı’nda padişah olsaydı ne yapabilirdi? Belki hiçbir şey yapamaz , belki pek az şey yapardı. Fakat davranışları ve uğraşmaları ile büyük adam olduğunu herhalde ispat ederdi. Bundan dolayıdır ki, büyüklüğü başarı derecesiyle ölçemeyiz. Başarı, zamanın, yerin, çevrenin, daha önce o şartları hazırlayanların, biraz da tesadüf ve talihin işidir."


"En büyük Türk hakanlarından olan Yavuz Sultan Selim, kısa saltanatında, üssülharekesinden çok uzaklarda Kölemen ve Safevî ordusu gibi iki müthiş orduyu tam bozguna uğratmak ve çölü 30.000 kişiyle geçerek Mısır’a dalmak gibi gözü karalık gösteren eşsiz bir kahraman askerdir. Hakanlığı çok kısa sürmeseydi, bir o kadar daha yaşasaydı bugünkü Türk dünyasının manzarası çok başka olacaktı."


Görüldüğü gibi Türkçülüğün yolbaşçısı Hüseyin Nihâl Atsız Yavuz hakkında olumlu düşüncelere sahipken Türkçüler`in Yavuz`a küfretmesi akıldışıdır. Şah İsmail ile ilgili detaylara inmeyeceğim bunun için Atsız`ın "İran Türkleri" hakkındaki makâlesini okuyabilirsiniz..


Her zaman söyleriz, yine söylüyoruz..


Atsız da bizim Atatürk de!

Yavuz da bizim, Şah İsmail de!


Tanrı Türk`ü korusun..


twitter.com/altanurug

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder