
Bütün dünyada ,yurt düşmanlarına müsamaha gösteren hatta onlara mevki ve salâhiyet veren tek devlet Türkiye”dir.
Acizleri layık olmadıkları mevkilere geçiren bir devlet batar!
Türkler, en eski çağlardan beri kımız, şarap ve rakı içerek sarhoş olurlar; fakat ciddiyetlerini, vakarlarını asla bozmazlar.
"Türkçüler "Tanrı"yı bir tarafa atmamıştır. Atmaz da. "Tanrı Türk'ü Korusun" sözü Türkçülerin sloganıdır.
"Bizler "Türk Irkı sağolsun!" dediğimizde bize "Faşist" diyenler, aslında Türklüğün yok olmasını isteyen gerçek Faşistlerdir!"
Fuhşun felsefesini yapmak, namusun müdafaasını yapmaktan daha kolaydır.
Tehlikesiz yaşamak isteyenler intihar etsin!
Asırlar bize yaştır,
Kemâl (Atatürk) ülküye baştır,
Bize yol göster Kemâl,
Anayurda ulaştır.
Milliyetçiyim ama Arap veya Moskof kardeşlerimi de çok severim dedin mi,milliyetçi değil,kozmopolitsin demektir.
“Turancılık”, Türkçülüğün siyasî amacı, yani yer yüzündeki bütün Türklerin, geçmişte olduğu gibi, tek devlet hâlinde birleşmesidir.
“Türkçülük”, Türk ülküsü, yani Türklerin her alanda her milletten üstün olması düşüncesidir.
Gazi`nin kudretli şahsiyeti Türk Milleti `ne bir dilek birliği kurmamış olsaydı muhakkak ki Türkiye’de türlü zümreler bulunacaktı.
Türk’e düşman olanlar ve bunu açıkça söyleyenler Türkler için o kadar tehlikeli değildir. Asıl büyük tehlike Türkümsü olan yabancılardır.
Zenci, Türk’e olan sadakatinde ötekilerden, muhakkak ki, daha samimidir.
Litvanyalı Kıpçak çoktandır öz dilini unutup Litvan diliyle konuşmuş olabilir. Fakat onlar kanca Türk oldukları için Türk’türler.
O kadar ululadığımız, yakında heykelini dikeceğimiz Fatih Sultan Mehmet de bugünkü mânâsı ile Türkçü değildi diye tenkit mi edeceğiz?
Namık Kemâl, Osmanlıcı ve İslâmcı idi. Fakat onun zamanının milliyetçiliği de ancak o şekilde yapılabilirdi.
“Numara” kelimesinin kısaltılmış şekli olarak “Nu.”yu kabul ediyoruz. Bunu “No.” olarak yazmayı reddediyoruz.
Bu vatan bir boydan bir boya tunç heykeller otağıdır. Bu ebedî heykeli artık, dünyanın nizamını kurmuş olan Tanrı bile deviremez.
Milliyetçi insan, eğer insansa, kendi milletinin kahramanlarına, hürriyet savaşçılarına bakar, yanar, ağlar. O zaman “sağcı” olur.
İster dünya beynelmilelcisi, ister İslâm beynelmilelcisi olsun, Türklüğü başa geçirmeyen, ihmal eden veya yok sayan düşünceler soldur.
Saçım Hitlerinkine benziyormuş diye beni Hitlerci sanacak kadar budalalık gösteren onbinlerce zavallıya ayrı ayrı mektup yazamam ya!
Türkçülük bir ülküdür. Millî ülküler yüzyıllar boyunca değişmeden yaşar. Değişen tarafları ana çizgileri değil, teferruat veya taktiğidir.
Doğrusu Atatürk”ün hâtırasına hakaret edilirken susan bir Başbakanın Atatürkçülükten dem vurması fanteziden başka bir şey değildir.
Atatürk”ün hiç hoşlanmadığı bir adamın (Milli Şef`in) heykelini diktirmek Atatürkçü bir davranış değil, onun zıddıdır.
Atatürk, İsmet İnönü”den, emirlerine kayıtsız şartsız baş eğdiği sürece faydalanmış, itaatte sapma görünce de silkip atmıştır.
İstek ve inanç her güçlüğü devirir. İnanalım ve bekleyelim.
Kıbrıs, Adalar, Batı Trakya ve Kerkük neyse Azerbaycan da odur.
On Üçüncü Yüzyılda Horasan”dan Akdeniz”e kadar uzanmış Büyük Türkiye”yi idare eden İlhanlılar”ın merkezî bölgesi Azerbaycan”dı.
Atılganlık, tehlikeyi göze almak, kazancın baş şarttıdır.
Yaşamaya en çok hak kazananlar ölümü göze alanlardır.
Millet tatlı bir uykudan sert bir darbe ile uyandığı zaman akıllar başa gelecek ama o zaman da iş işten geçmiş olacak.
İbni Sinalar, Kaşgarlı Mahmutlar, Uluğ Beyler, Fuzuliler ve Barbaroslar sizden emdikleri sütün kudretiyle Türk tarihinin parlak yıldızı oldu.
Ey Türk Kızı, Siz, her çağda Türkçülük davasına kucak açıp süt verdiniz.
Ey Türk Kızı, Dünyanın en ince sanat eserlerinden biri olan Tac-Mahal sizden biri için yaratılmadı mı?
Ey genç Türk Kızı, Türk tarihinin büyük anıtlarında da sizin adınız, sizin ruhunuz var.
Ey Türk Kızı, Sizler de, Ankara”ya sırtında mermi taşıyan adsız dişi bozkurtlardan biri olunuz.
Ey Türk Kızı, Sizler isterseniz önünüzde eğilmeyecek baş ve devrilmeyecek kudret düşünülmez.
Ey Türk Kızı, istedikten sonra her şeyi başaracağına inanıyorum. Çünkü: “Muhtaç olduğun kudret damarlarındaki asil kanda mevcuttur.
”Ney de tek sesli bir müzik aletidir.Ney,tarihimizde sadece bir müzik aleti değil, aynı zamanda şanlı bir silâh olarak da yer almıştı.
Bizim müziğimizin büyük üstadlarından biri “Itrî”dir. Itrî bir mazidir, semboldür. Türk müziğinin devidir.
Türk müziği,cihan devleti kurmuş bir milletin ruh olgunluğunu gösteren ağırbaşlı bir müziktir.
Tabiî,onun her parçasına güzel denemez.Atatürk’ün büyük kumandan olduğunda kimsenin şüphesi yoktur.
Türkçü`nün kalbi yalnız milletine hizmet etmek duygusu ile vurur. Bencillik davasında değildir.
Türkçülük, geçmişe ve eski değerlere bağlıdır. Eski Türkçüleri devirerek yükselmeyi düşünmez.
Türkçülüğün, sert bir ahlakı vardır. Türkçü kendisini mühimsemez, alçak gönüllüdür, suç yapmışsa ve yanılmışsa itiraf eder.
Türkçülük, Türk soyunun ruhunda, kanında, beyninde yaşayan hayat prensiplerinin fikir haline gelmiş bir şeklidir.
Türkçülüğün de, mukadder olan tam zaferine rağmen, daha köklü olabilmesi için, Türkçülerin ahlakça yüksek insanlar olması lazımdır.
Yeryüzünde zafere ulaşmış fikirler, daima, doğru ve iyi olanlar değil, sağlam ahlaklı taraftarlara sahip bulunanlardır.
Ziya Gök Âlp, dağınık fikirleri sistem halinde toplayıp onlara çekidüzen veren ve Türkçülüğü ilmileştiren kişidir.
Türkçülük o kadar kuvvetli idi ki, Ş. Sami gibi bir Arnavut bile tesiri içine almış ve ona ilmi ve edebi Türkçülük yaptırmıştı.
Korku bir hastalıktır.Millî eğitimle, millî basınla, millî radyo ile, millî filim ve sahne ile tedavi olunur.
Fakat o hekimler nerde?
Atom ve uzay çağındayız ama, daha yüz milyonlarca insan ilk primatlar seviyesindedir. Kendi yarattıkları putlara tapmaktadırlar.
Tembel ve zevkine düşkün olan hayvansılar disiplinden, çalışmaktan, tehlikeden ve savaştan korkar.
Türk Kağanlarının soyadı “Eçine”, yani “Kurt”tur. Devşirme ve komünist okulda Bozkurt rozetine, meydanda Bozkurt heykeline dayanamaz.
Devşirme ve komünist, Türklükten ve Türkçülükten korkar. Türklüğün lehine olan her davranışın, her eserin, her kanunun aleyhindedir.
Bozkurt'tan çakallar, köpekler ve tilkiler korkar. Kendi mefâhirine düşman olanın bu âdi hayvanlardan ne farkı olabilir ki?..
Hepinize sevgilerle coşkun selamlar!
Şehitlerimiz bile sizi belki selamlar.
İstilâ ve akınlar dolayısıyla, ister istemez Türk topluluğu içinde eriyen unsurlar onun ırkî hüviyetini bozmaz.
Türkiye ve Orta Asya Türkleri beden ve hele ruh yapısı bakımından birbirinin aynı olan tek millettir.
Milliyetçiyim ama Arap veya Moskof kardeşlerimi de çok severim dedin mi, milliyetçi değil, kozmopolitsin demektir.
Birkaç kuşak sonra, Türklerin hepsi, yabancılarla karışma devam etmediği takdirde, aslî tiplerine döneceklerdir.
Geçenlerde Kırımlı sandığım güzel bir Türk kızının Adanalı Yörük çıkması üzerine ben bile hayretler içinde kalmıştım.
Sözün kısası: Kendimize dönelim.Ahlâk,edebiyat,musiki, giyim, zevk, yemek, eğlence, hukuk, aile, görenek, gelenek ve her şeyde milli olalım.
Millî ahlâkın mezbahası olan bar,meyhâne,balo gibi yerler ve güzellik kıraliçesi seçimi gibi rezâletler Türkiye’de yasak edilmelidir.
Askerî okullara girecek öğrencilerin nasıl Türk soyundan olması şartsa, öğretmenlerin de Türk soyundan olması öylece şart olmalıdır.
Hattâ öğretmen olacak bir gencin soyu, bilgisinden daha önce gelmez mi? işte bu önemli nokta tamamiyle ihmâl olunmaktadır.
Öğretmen, ahlâk bakımından mükemmel bir insan olmalıdır. Yani seçkin bir zümreden olmalıdır. Halbuki bizde herkes öğretmen olmuştur.
Irak Türkleri 150.000 kişi de olsa Türk ve büyük bir tarihî mirasın neticesi oldukları için bir buçuk milyon Kürt”ten daha mühimdir.
O eski bayağı ve utanmaz komünist urcûfelerini şimdi Çinlilerle Arnavutlara, bir de bizim memleketteki solaklara bıraktılar.
Dünyada en büyük hak yaşamaktır. Ülküler, insanları bu haktan vazgeçirecek kadar büyük ve kuvvetlidir.
Ülkücü ilkeler, uğrunda çarpışan insanları yükseltip Tanrı”ya yaklaştıran ilkelerdir.
“Kızılelma” bunlardandır.
(Ülkücülük) Uzun vadelidirler ve sonsuz fedakârlık, kan ve can vergisi isteyen nesnelerdir.
Ülkücü ilkelerin uygulanması güçtür. Bunlar her aklın kolaylıkla kabul edemeyeceği kadar parlak ve heybetli düşüncelerdir.
Bir millette millî ruh yükseklerde olduğu zaman onların arasına karışan yabancıların hiçbir tesiri olmaz.
En büyük Türkler” den biri olan Yıldırım Bayazıd”ın anası Türk değildir. Hangi Türkçü onu Türklük kadrosundan çıkarmıştır veya çıkarabilir?
Türkler, Şuuraltında veya duygularının gizli yönünde başka biri ırkın şuur ve özleyişini taşımayan kimselerdir.
Türk milleti, Türk kökünden gelenlerle Türk kökünden gelmiş olanlar kadar Türkleşmiş kimselerden meydana gelen topluluktur.
Millet, Yaratılıştan cesur olmasa bile sırf haysiyet ve utanç duyguları yüzünden ölüme doğru gitmekten çekinmez.
Millet ise şuurludur. Neyi, ne için yaptığını bilir. Halk, arkasında makineli tüfekler işlediği için savaşta ileri yürür.
Komünistler milletlere “yığın” diyemedikleri için halk diyorlar. Onlar için insanlar hammadde yığınından başka bir şey değildir.
Komünistler milleti kabul etmedikleri için ve bu kelimeden ürkmeleri dolayısı ile daima “halk” kelimesini kullanırlar.
Türklerin millî ülküsünden mi bahsediyorsunuz, “Türk’e sevgi”nin yanında, “Moskof’a kin”i de yerleştirmeye mecbursunuz.
Büyük insanlık hamleleri yapmak, millî ülküler ardında mı koşmak istiyorsunuz, sevginin yanına mutlaka nefreti de koyacaksınız.
Biz Tanrı Dağlarında doğduk. Onlar Pripet bataklıklarından fırladılar. (Ruslar için diyor)
Komünizm, rûh ve seciye bakımından soysuzlaşmış binlerce casusu bulunan bir Moskof emperyalizmidir.
Atatürk”ü değil mi? Onu da bilmezler. Bilselerdi Atatürk hakkına İngilizce “Bozkurt” diye kitap yazıldığından haberleri olacaktı.
Bozkurt rozetinden tedirgin olanlar varsa milliyetçilik düşmanı olan kimselerdir. Bunların yola getirilmesi lâzımdır.
“Bozkurt da ne oluyormuş? Nihayet bir hayvan” deyince iş değişir. O zaman dünyada hiçbir şeyin mânevî değeri kalmaz.
Gök Türkler dişi,Dokuz Oğuz On Uygurlar erkek Bozkurt”un soyu sayılmış,Kun yani Oğuzlar`a ise Bozkurt büyük yürüyüşlerde kılavuzluk etmiştir.
Bozkurt millî sembolümüzdür. Türkler çok eski çağlarda, totem devrinde kendilerinin bir Bozkurt”tan türediğine inanmışlardır.
Sosyalist, başka bir milletin sosyalisti ile kardeştir. Toplumcu, başka bir milletin toplumcusu ile ancak dost olabilir; Sosyalist için komünist kendisinden biraz daha aşırı bir ülküdaşır.
Toplumcu için komünist milli ve barışmaz bir düşmandır.Sosyalizmde tarih şuuru vatan sevgisi, bayrak saygısı yoktur. Bayrak herhangi bir bez parçasıdır. Toplumcu ise kendi milletinin bugünü için toplumculuğu biçilmiş kaftan sayan kimsedir.
Fen kollarında laboratuvar çalışmaları arttırılmalı ve talebe yurt için yaratıcılık kabiliyeti daha bu sıralarda inkişaf ettirilmelidir.
Okullar birer kışla haline gelmeli, hatta liselerin müdürleri yüksek rütbeli subaylardan olmalıdır.
Talebenin başına otoriter, seciyeli ve Türk öğretmenler getirilmelidir.
Kız talebemiz, gayri Türk öğretmenlere tahammül edememektedir
.Bütün öğretmenler sade kılıkları ile talebeye örnek olmalıdır. Boyalı veya bob-stil hocalar derhal meslekten uzaklaştırılmalıdır.
Bir Türk çocuğuna güreş mi yakışır,yoksa aktörlük mü?
Bize askerlik terbiyesi mi gerek, oksa Güzel sanatların Tiyatroculuk şubesi mi?
Atsız Beğ`in makalelerinden derlediğim özlü sözlerini bir başlık altında toplamaya çalıştım.
Twitter`da paylaşılacak kadar kısa ve öz.
Saygılarımla
twitter.com/altanurug
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder